Öğrenmek Yaşam İçinde Tükenmeyen
Bir Yolculuktur
Lao Tzu “Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla
başlar.”
Yaşamın ilk pırıltısını aldığımızda işte bu adımı atmış oluyoruz.
Öyleyse, önce kendimize soru sorarak başlayalım. “Neden öğreniyoruz?” ,
“Nasıl öğreniriz?, “Öğrenmek için ne yapmalıyız?”, “Öğrendiklerimiz
nerede kullanacağız?” bu soruların sanırım sonu gelmeyecek. Ama her sorunun
yanıtı da yeni bir soru getirecek.
“Neden öğreniyoruz?” la başlayalım. Bu sorunun yanıtı çok değişiktir. Ben
6.sınıftan 11.sınıfa dek öğrencilerime “Neden matematik öğreniyoruz?” diye
sordum. Aldığım yanıtlar hiç de iç açıcı değildi. “Zorunlu oldukları için
matematik öğrendiklerini” söylediler. 4 yıl sonra bu öğrencilerimden birine
çalıştığı iş yerinde rastladım Bana “Biliyor musunuz, bize “Neden matematik
öğreniyorsunuz?” diye sormuştunuz biz “Zorunluluktan” demiştik. Siz de “Olur
mu öyle şey matematik bir yaşam biçimidir.” demiştiniz ve biz sizi hiç
anlayamamıştık. Şimdi matematiğin yaşamın bir parçası hatta yönlendirici bir
parçası olduğunu anladım. Onun için siz ben de iz bırakan öğretmenlerden
birisiniz.” Bu öğrencim kuyumculuk yapıyor. İşinin matematikle ilgisi olduğunu
artık biliyor. Hatta ben ona sınıfta takılırdım “Baban sana iş yerini teslim etse
sen matematik öğrenemediğin için, o iş yerini baban gibi devam ettiremezsin” diye,
gülerdi. Belki ben ona yeterince limit, türev, integral öğretememiştim ama
matematiğin neden öğrenilmesi gerektiğini öğretmiştim.
“Neden öğreniyoruz?” un yanıtını bulabilirsek bu kez “Nasıl öğreniyoruz?”
a yanıt aramalıyız. Yine öğrencilerime “Matematiği Nasıl Öğrenmek
İstersiniz?” diye sordum. Aslında öğrencilerimin bir çoğu böyle bir soruya
hazırlıklı değildi ama yanıtları çok içtendi. Çoğu “Eğlenceli olarak
öğrenmek isterim” diye yanıt verdi. Mesaj açık ve doğaldı. Biz öğrencilerimizi
sıkıyorduk. Öğrenmeyi iç karartıcı buluyorlardı. Aslında ben de onlara hak
vermiyor değilim 40 dakikada bir sırada çoğu kez havasız bir ortamda hareket etmeden
oturmak insanı ne denli yorar kim bilir? Çalıştığım okullardan birinde
sınıfların kapılarında küçük cam pencereler vardı. Bir gün okul müdürü beni
odamdan aldı ve 5. Sınıflardan birisinin kapısına götürdü. İçerde öğretmen
matematik dersi yapıyor ve öğrenciler belli ki sıkılmış dikkatlerini
toplayamıyorlar öğretmen de hareketli davranmalarına olanak tanımış. O sınıfın
önünden başka bir sınıfın önüne getirdi beni okul müdürü, içeride başka bir
ders yapılıyor öğretmen otoriter bir tavırla tahtanın başında elinde bir sopa
çocuklar put gibi sıralarda oturuyorlar. Bana döndü “İşte ben sınıfları böyle
isterim söyleyin bu öğretmeninize sınıfta otorite kursun” Çok şaşırdım. O
okulda yeni çalışmaya başlamıştım okul müdürünün davranışını anlamakta
güçlük çektim. Daha sonra sınıfında kargaşa olan öğretmen arkadaşa sordum:
“Niçin sınıfınızda kargaşa vardı?” Öğretmen arkadaşım “Bana göre doğal
bir davranış. Çünkü, bu öğrenciler henüz 5. sınıf öğrencisi ve biz matematiğe
branş öğretmeni girsin istiyoruz. Sınıf öğretmeninin sıcaklığını tüm branş
öğretmenlerinde bulamadıkları için bazen hırçınlaşıyorlar. Onun için bazı
davranışlarını o an görmezden geliyorum. Siz de öyle bir anda pencereden bakmış
olabilirsiniz.”
“Öğrenmek için ne yapmalıyız?” İş gittikçe zorlaşıyor. Bunu engellemek için
elimizden geleni her şeyi yaparız da öğrenmek için hiçbir şey yapmayız.
İşte bu sorulara yanıt arayarak öğrenmeye başlayabiliriz. Çünkü, binlerce
kilometrelik yol bir tek adımla başlar. Öğrenmek için adımımızı atalım.